1980lerin Kanlı Filmleri
Altın Çağ ve Sonrası
1977 öncesinde şehirliler kırsal kesimde katledilirken, 1978’den sonra korku direk şehirlere taşınır: liseler, üniversite kampüsleri, öğrenci kampları, hastaneler, hiçbir yer güvenli değildir. “My Bloody Valentine – Kanlı Sevgililer Günü”, 13 Şubat 1981’de Sevgililer Günü haftasında vizyona girer. 1982’de Steven Spielberg’ün E.T. ile gişe şampiyonu olduğu yıl, 13.Gün serisinin üçüncü filmi 3 boyutlu olarak sinemalarda gösterilir ve 12 milyon bilet satılır. 80’lerin başında Amerika’da VHS kasetler her eve yaygınlaşmış ve kanlı korku filmleri kendisine yeni bir alan bulmuştur. 1980’lerin ikinci yarısında farklı tarzda “Slasher” filmleri çekilir. 1984’de Wes Craven’ın yönettiği “A Nightmare on Elm Street – Elm Sokağı Kabusu“nda seri katil “Freddy” kurbanlarını rüyalarında öldürmeye başlar. 1988’de çekilen “Child’s Play – Çocuk Oyunu” ise seyircileri yeni bir seri katil ile tanıştırır: şeytani oyuncak bebek “Chucky”. Toplam 7’şer sinema filmi ile “Freddy” ve “Chucky” ünlü korku filmi karakterleri arasındaki unutulmaz yerlerini alırlar.
1990’larda eski tarz kanlı filmler tekrar canlanır. “I Know What You Did Last Summer – Geçen Yaz Ne Yaptığını Biliyorum”da gençler geçen yaz yaptıkları trafik kazasının bedelini öderler. “Scream – Çığlık” filminde ise bu sefer seri katil, kurban gençlerin arkadaşlarıdır ve ölümcül bir oyun oynamaktadırlar. Ve 2000 yılında en büyük seri katil sinemalara gelir: Azrail. “Final Destination – Son Durak” filminde gençler ölümden kaçmaya çalışırlar. Seri katil değişse de, “Slasher” olarak isimlendirilen kanlı korku filmlerine olan ilgi hiçbir zaman azalmamıştır, ancak Halloween ve 13.Gün’ün başını çektiği 1978 – 1984 dönemi Altın Çağ olarak nitelendirilir.