1980lerin Kanlı Filmleri
1977 Öncesi
Korku filmlerinin alt türündeki “Slasher” filmlerinde, genellikle bir psikopat insanları takip edip kesici aletlerle öldürür. Geçmişteki yanlış bir eylem, bir anma ya da yıldönümü, katile ilham veren travmaya neden olur. Burada “slash” kelimesi İngilizcede kesmek, biçmek’ten gelir ve bu tür filmlerin resmi adı olmuştur. Eski çağlardan bu yana toplumda her zaman karşılığı olan bu türe en yakın en eski bilinen film 1926’da sessiz çevrilen “The Bat – Yarasa”dır, bir konakta kalanlar, maskeli bir katil tarafından tehdit edilir. 1960’lı yıllardaki Alfred Hitchcock filmleri, özellikle banyodaki bıçaklı katil sahnesiyle “Psycho – Sapık” bu tür filmlere altyapı oluşturdu. Francis Ford Coppola'nın 1963 yapımı ilk filmi “Dementia 13”de, cenaze için biraraya gelen akrabalar bir şatoda teker teker öldürülür. 1964’de çekilen “Two Thousand Maniacs – İki Bin Manyak” filminde, Amerika’da kuzeyli bir grup turist, güneyde işkence edilerek öldürülürler.
1970’lere gelindiğinde, kırsal kesime tatile giden bir grup gencin, testereli yamyam bir aile tarafından saldırıya uğramasını anlatan “The Texas Chain Saw Massacre – Teksas’ta Elektrikli Testere İle Katliam”, 1974’de korku tarihinin en büyük çıkış yapan filmlerinden olmuştur. 1972 yapımı “The Last House on the Left – Soldaki Son Ev”de iki genç kız, kırsal bir evde yabancıların saldırısına uğrar ve 1977 yapımı “The Hills Have Eyes – Tepenin Gözleri”nde gençler yine yamyam bir aileye denk gelir. 70’li yılların korku filmlerinde aslında, Amerikan toplumunun şehirli ve kırsalda yaşayan kesimleri arasındaki kültür çatışması sergilenmekteydi. Bu filmler o zamanlardaki arabalı açık hava sinemalarında gençler arasında çok popülerdi. 1977’ye kadar çekilen bu tür filmler altyapıyı hazırlayacak ve sonraki 6 yıl “slasher” filmlerin altın çağı olarak anılacaktı.